Cihangir'de iki komşu yan yana - Türkiye'de kuşakların sevgilisi Genco Erkal - U2'nun Bono'su - Fox'un cuma geceyarısı programının ilk bölümünün en iyisi arkadaşım Çiğdem Toker
***
Dikkatli fanlarım, geçtiğimiz hafta arkadaşım Kadir İnanır'ın şöhret ve nazar konusunda beni uyardığını hatırlayacaklardır. Tam ben kendi dertlerimle Taksim İlk Yardım'da cebelleşirken birdenbire İnanır'ın Denizli Pamukkale Hastanesi'ne kaldırıldığı haberi geldi. Tabii o da nazara gelmiş. Ama onun nazarı benden biraz daha ünlü olduğu için bir tık daha fazla. Son aldığım haberleri iyi. Benim trajedim ise hâlâ sürüyor.
Hafta içinde apar topar Amerikan Hastanesi'ne gittim. Niye şaşırdınız? Arkadaşım kardiyolog Taylan Şahin orada çalışıyor. "Sigarayı bırakmazsan, sende de pıhtı atma tehlikesi var, aklını başına al," dedi. Uyarısını galiba tedricen dikkate alıyorum
Nazarın gadrine uğrayan iki ünlü, yani Kadir İnanır (solda) ve Gonzo Tuğrul.
(Fotoğraf: Seray Şahiner)
Bu arada bir buçuk yıldır ilk kez gittiğim Nişantaşı'nın durumu içler acısıydı. Her tarafı delik deşik Rumeli Caddesi'nde yürümek imkansızdı. Dönüşte hem taksi yoktu hem de araba kuyruğu hiç ilerlemeden yüzlerce metre uzayıp gidiyordu. Yürümeye başladım. Divan Pastanesi'nin önüne geldiğimde yüzümde maske, yürümekten bitap düşmüştüm. "Eh," dedim, "Amerikan Hastanesi'nden çıkana da Divan'da bir cappucino ve pasta yakışır." Dışarıda oturdum ve keyifle yiyip içtim. Yol ve mola iki saat sürdü ama hiç sigara içmedim. İnşallah böyle devam eder.
Not: İnanmayanlar için Divan'da çekilmiş bir fotoğrafımı buraya iliştiriyorum.
Fakir olmakla eleştirilen Tuğrul Eryılmaz Divan'da.
Kadınlarımız Estonya'da
Cihangir'in sıkı kadınlarından Nihal Yalçın, Antalya'dan sonra bu kez Estonya'ya uçtu. Başrol oynadığı "Zuhal" filmi galiba dünyanın en soğuk ülkesi olan Estonya'da Talinn Film Festivali'nde gösteriliyor.
Üstelik filmin yönetmeni Nazlı Elif Durlu ve yapımcısı Anna Maria Aslanoğlu ile birlikte sıcak ülkenin kadınları olarak Estonya'nın hararetini artırmaya gittiler. Bakalım sonuç ne olacak?
Talinn Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil eden üçlü. (Fotoğraf: Gonzo Dış Haberler Servisi)
Komşum Gonca
Gonca Vuslateri, Gonzo Tuğrul ve Gürgen Öz Cihangir - Güneşli Sokak'ta.
Genco mahkemede ve sahnede
60'lardan beri tüm tiyatro izleyicilerinin sevgilisi Genco Erkal, perşembe günü İstanbul'da Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasıyla yargılanıyordu. Aynı anda İzmirli hemşerilerim onu Karşıyaka'da sahnede görmeye hazırlanıyorlar. Yani kendine yakışan yerde.
Yorulmaz usta Genco, bizim mahallenin kızı Tülay Günal'la, 6 Aralık'ta "Yaşamaya Dair"i döktürecekler. Kıskanmadım çünkü ben burada yerimden eşlik edip bayılarak izlemiştim.
"Yaşamaya Dair", İzmir'den önce 2 Aralık Caddebostan Kültür Merkezi'nde ,3 Aralık'ta da Trump'ta.
Son dakika fotoğrafı
Dün gece kadınlar polis engellemesine rağmen sokaktaydılar.
25 Kasım akşamı, kadınlar sokaktaydı. Eğer bu fotoğrafı kullanmasaydım, kendi gazeteciliğimden şüphe ederdim çünkü gazetecilik biraz da hız demektir.
Saat 23.00'te bu fotoğrafı gönderen arkadaşım Dr. İncilay Erdoğan'a teşekkür ederim.
Bu video da İzmir'den.
Tarihimden yapraklar
Yarı yarıya
Radikal hakkındaki kitabı yazdığım hafta, bu fotoğrafı kullanmamın çok da anlamsız olmayacağını düşündüm. Fotoğrafın orijinali Hakan Bayhan'da.
Radikal Kitap'ın gecesinde bir araya gelen isimleri sayacağım. Bunlardan yüzde 50+1'iyle bir daha asla bir araya gelmem inşallah. Yüzde 49'la, daha genç olsaydım, tekrar çalışabilirdim. Fanlarımı da seçimlerinde özgür bırakıyorum, kendileri karar versin: Muhsin Akgün, Sedat Şahmay, Cem Erciyes, Ümran Kartal, Erkan Aktuğ, (oturanlar) Zerrin Yazıcı, ben, Yeşim Denizel, Mine Kırıkkanat, İsmet Berkan ve Hakan Bayhan.
Bu linkler ihmal edilmesin
* İHD'den çağrı: İnsan hakları örgütleri Cumartesi Anneleri’nin yanındadır! Bu temelsiz davaya son verilsin!
* Mülkiyeliler Birliği, tüm Mülkiyelileri 4 Aralık'ta okulun 162'inci kuruluş yıldönümünü kutlamaya davet ediyor.
* Demokrasi için Birlik'ten erken seçim çağrısı: Bıçak kemiği deldi de geçti!
* Kayıp Adalet ve Yaralı Hafıza yazarları bir araya geliyor, okuyucuyla buluşuyor. Hafıza Merkezi'nin 3 Aralık'ta gerçekleşecek etkinliğine kayıt olmak için tıklayın.
***
Saatini değiştirin
Cuma gecesi dört meslektaşımın bulunduğu Fox TV tartışma programını beklerken yorgun düştüm, çünkü saat 23:30'du. Doğan Şentürk'ün fena halde rutin moderatörlüğünde, Çiğdem Toker, Nevşin Mengü, Deniz Zeyrek ve Murat Yetkin bile kapanmakta olan gözlerimi bütünüyle açtıramadılar.
Kadın meslektaşlarım çok daha net konuşurken, erkekler biraz "teknik" kaldılar. İsim vermeden aktardıkları telefon konuşmaları bile beni gaza getiremedi. Fakat yine de yandaşlarla dolu diğer tv programlarına gazetecilik açısından çok fark attıkları için bu cuma da izlemeye çalışacağım.Tabii inşallah Nevşin Mengü, Covid'ini atlatmış olursa. Şimdiden geçmiş olsun diyorum.
Eğer Fox TV bu programın hak ettiği gibi izlenmesini istiyorsa, mutlaka saatiyle oynamalı ve erkene çekmeli. Bu programdan önce gösterilen ergen dizisini biraz kırpıp kısaltsınlar. Ya da başladıktan yarım saat sonra neredeyse yarım saat süren reklam kuşağını biraz kısaltsınlar hiç değilse. Bu reklamlardan biri tam beş kez tekrar etti: Şimdi de kendini kapitalizmin hizmetine sunan ünlü Hollywood oyuncusu Matt Damon'ın İngilizce kripto para reklamı. Damon'ın bitiş cümlesi şu: "Fortune favours the brave!" (Servet, cesurlardan yanadır.)
23:30'da başlayan program, 01:55'te sona erdi.
Halk TV
Halk TV'de Gökmen Karadağ'ın bir günlük istifa krizinin arkasında, bir konuğun paylaşılamaması varmış.
Anlatılanlara göre, eski T24'lü Fikret Bila, Karadağ'ın programına konuk olacakken, CNN'den ayrıldıktan sonra Halk TV'de program yapmaya başlayan, T24'ten tanıdığım Şirin Payzın da Bila'yı davet etmiş. Bunun üzerine Karadağ, bu daveti kendi programına karşı bir sabotaj olarak değerlendirmiş ve istifa etmiş. Halk TV'nin yeni patronu Cafer Mahiroğlu devreye girerek Karadağ'a garanti vermiş.
Söylenti, aslında bu krizin, kanaldaki ulusalcılarla ana akımcı sol liberaller arasında alttan alta devam eden bir çekişmenin su yüzüne çıkması olduğu yönünde.
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
De Facto kötücül
Cihangir'de geçtiğimiz hafta Defne Cemal ve Zek Hodges'in sergisinde tamamen tesadüfen bir araya gelen 65+ gazetecileri inanılmaz bir şekilde kötüleyen Oray Eğin, beni yine şaşırtmadı. Tanrı misafirlerini kabul eden Hadi Uluengin'in evinde bazıları birbiriyle ilk kez tanışan insanlar vardı. Oradakiler için FETÖ'cü, Ergenekoncu, 'yetmez ama evetçi' diye sallamanın kime ne faydası var anlamadım.
Kazara merak eden fanım varsa, Oray Eğin'in Habertürk'teki "Bir Upper Cihangir Gecesi" yazısını okusun. Eğlenebilirler.
Bu eski stajyerim, "tamam galiba düzeldi," derken yeniden 'Ad hoc kötücül' oluyor. Kendisi de jure gazeteci ama de facto benden bile kötü bir paparazzi. Okuduğunu da anlamıyor çünkü Mehmet Y. Yılmaz sergiye gelmemişti bile.
Advertorial (!)
"Radikal'in" kısa hikâyesi
Radikal çalışanlarından Cevdet Aşkın, gazetenin çıkış dönemi ve sonra başına gelenleri anlatan bir doktora tezi yazmıştı, şimdi onu kitap halinde yayınladı. Aralarında benim de bulunduğum bir dizi çalışanla yaptığı görüşmeler kitabın bel kemiğini oluşturuyor.
Gazetenin hem basılı dönemini hem de kısa süren dijital dönemini ve Mehmet Y. Yılmaz'dan İsmet Berkan'a, oradan Eyüp Can'a hızla düşen grafiğini anlatan kitap, meraklısı için iyi bir kaynak.
İsteyenler, https://cinius.shop/ ve pandora.com.tr üzerinden online sipariş verebilir.
Müzik önerisi
Gerçi o günden beri Bono, Papa'nın elini bile öptü ama bu kasım ayı U2'nun Achtung Baby albümünün çıkışının 30. yılı. Oradaki harika single'ı One'ı hatırlatmamak olmazdı.